31 Aralık 2016 Cumartesi

Yep Yeni Yıılll



Kalbinizden geçireceğiniz her şeyin yaşamınızda yer bulması dileğimle.(ne kadar güzel bir yıl geçireceğiniz büyük ölçüde sizin elinizde;bilmem farkında mısınız.) 2016 dan hoşnuttum ama 2017 daha hoş gelsin hayatlarımıza...

21 Aralık 2016 Çarşamba

Iki Yazı Çok Duygu

Kırılıyorum bazen.Kafama takıyorum istemeden.
Hayatımda bunca dert varken üstelik

Üzmeyin beni.kirmayın.en önemlisi yormayın.biliyorum anlamıyorsunuz..benim de bir kalbim olduğunu çoğu kez unutuyorsunuz.
Hatırlatmaya mecalim olmuyor bazen,biliyor musunuz ?
Bir şey ifade eder mi bilmem ama kendimi ifade ettim en azından.
.......................................................
Ağzımın içindeki dikişleri aldırdım bu akşam. biliyor musunuz  dudaklarim tir tir titredi.utandım kendimden.ama engel olamadım işte...korkma benden canını yakmayacağım diyen doktoruma gülümsedim en içten.aklîma geldi o an.uzun zamandir birinin gözlerinin içine bakıp gülmemiştim.

20 Aralık 2016 Salı

İşte Geldim Burdayım

Oncelikle telefondan yazdigim icin noktali cikan harflerden dolayi ozur dilerim tum okuyanlardan.
....
Gectigimiz hafta carsamba gecesi gomuk 20lik dis operasyonuna girdim.ben boyle olacagini hic mi hic tahmin etmemistim.resmen ameliyat olmusum da haberim yok.3 gun yattim.evet evet 3 gun ben bizzat yattim.2 kutu antibiyotige ve yuksek doz agri kesiciye ragmen agzim sis,ilik corba disinda hic bir sey yiyemeden ve tabiki agzimi acamadan yattim.
3 gun sonunda artik kendime bu hali yakistirmadigim icin zorla da olsa kalktim.cekimden cok korkuyordum ama seker mi seker doktorum hem psikolojik olarak rahtlatti beni hem de hic canimi yakmadan operasyonu tamamladi ama sonrasi hic ama hic tahmin edebilecegim gibi olmadi.oysa ben hemen ertesi gunu icin patronumla bulusma plani yapmistim.o gece biraz agrim olur ama ertesi sabaha kendimi toparlarim demistim.nerdeee...
Agridan mi,aldigim anesteziden mi o kadar kotu bir dobem gecirdim bilmiyorum.cok zorlandim.hala da bitmis degil.agzimin ici dikis dolu ama sukur agrim yok.bugun agri kesiciyi biraktim. caraamba gunu dikislerimi aldirmaya gidecegim.
Bu donemde yanimda olan bir kac kisiye nasil tesekkur etsem bilmiyorum.cok ihtiyacim vardi her gun arayip sorulmaya.moral verilmeye.korkma gececek denilmeye.halbuki normalde ilgiyi pek seven biri degilim.ama bu is bambaskaymis.
Yine de tum bu zorluklara ragmen cesaretliyim.yine olsa yine giderim.zaten bir dis daha var ayni sekilde operasyon olmasi gereken.ama onu biraz daha bekletecegim.en azindan sagligima baska yonden zarari olana kadar diye dusunuyorum.
Neyseki bu dis olayina girismeden hemen once isim sezonluk tatile girmisti gunde 1-2 saat periyodik musterilerimle ilgilenmem yeterli olacak kış boyu.zaten aksi mumkun degildi.calisamazdim bu halde.herkez boyle agir mi gecirir bilmem ama bende boyle oldu iste.fazlasi var eksigi yok.
Is demisken;sorunlar var...hep ayni seyler ama yipratici durumlar.konussan anlamayan insanlar.sabretsen duzelmeyen durumlar.hakkimizda hayirlisi diyorum sadece.sakinligimi ve huzurumu korumaya calisiyorum.simdilik basarili sayilirim
Baska anlatacak seyler de geliyor aklima ama ne kadar onemli bilemedim simdi.merak edenleriniz olabilir diye not duseyim istedim alelacele buraya.malum cok onemli bir sahsiyetim.pek aranir pek sorulurum ortadan kaybolmamam lazim merak edilir beklenirim : P
Nitekim insan kendini onemsemez,degerli gormezse nasil keyif alir yasadigi her gunden dimi?
Bir baska yazida gorusmek uzere...iyi geceleerrr...guzel bir gune uyanalim lutfennnn

14 Aralık 2016 Çarşamba

Gömük Diş Operasyonu

Sıcacık evimde oturup biraz kitap okuyup,biraz çocuklara bere örmek varken ben kalkıp buz gibi havada hastaneye gitmek için hazırlanacağım.
20 lik dişimin yarısı çıkmadığı ve lenf bezlerime zarar verdiği için cerrahi operasyon geçireceğim.
Dibine kadar korkuyorum. Omur ilikten,beyne 7 ameliyat geçiren ben sadece dişten korkuyorum,
Bir arkadaşımla dün böyle konuşunca bana dedi; bak sana bir video gönderiyorum aç izle. Halepteki çocukların yaşadıklarını görürsen kendi derdini unutur haline şükredersin belki.
-İrkildim...
...

Biliyorum Halep i. Farkındayım o çocukları. İçim yanıyor,dualarımda yer alıyorlar. Ama işte insanız kendi derdimiz varken başkalarını ne kadar umursayabiliyoruz ki.
Affet Allah'ım... Kendi derdime düşüp de hayatın içindeki olayları küçümsermiş gibi olan tavrım için,nice acılar yaşanırken bir kaç iğne ve dikişten korktuğum için. Günlerdir yatıştıramadığım gerginliğim için...Affet Allah'ım,yorgunluğum,bıkkınlığım,üzgünlüğüm,korkum ve etrafımdaki bir kaç insanı da tedirgin ettiğim için.

Ben de bazen güçlü olamıyorum işte.Öyle bir zaman şimdide.
Bu gece 21 de...Ne kadar sürer,sonrası ne olur bilmiyorum.dua edin de uyuşsun diş etim,acı çekmeyeyim...


5 Aralık 2016 Pazartesi

Doğum Günü Teyzesi

2 aralık doğum günümdü ama son 10 günde 4 pasta,+ 1 mum üflendi. Üflendi diyorum çünkü mumlardan biri pastasızdı ve gıyabımda kutlama yapıldı. Bakını Üstteki videoda Yusuf Denizim, üflüyor teyzesi için.Hatırlarsınız belki onu. Annesinin ilk hamilelik haberini de Yusuf Denizin doğum ve bir yaş gününü de anlatmıştım sayfamda. Benim için ne kadar kıymetli olduğunu bilirsiniz eski yazılarımı okudu iseniz.
bu doğum günüm çok yoğun geçti. Kutlamalar,aramalar,gelmeler,gitmeler,hediyeler,pastalar. Göklerin üstünde geçirdiğim 1 haftadan bahsediyorum yani.
Ama içlerinden bazıları var ki,ağlayarak geçirdiğim bir 2 aralık armağan ettiler bana.
Bu kadar mı özenli cümleler,bu kadar mı kıymetli düşünceler aktarılır. Bu kadar mı sevdiklerimin sevgisi kalbimin en hoş köşesine aktarılır.
Günün özelliğine bin kat daha anlam katan sevdiklerim,iyi ki varlar...İyi ki varızzz... Bizi milyarlarca insan içinden aynı hayata,aynı yaşam çizgisine dahil eden Yaradana şükürler olsun.
Yeni yaşım kutlu olsunn...

....
Ayy ben bir kez daha açayım videoyu...Gözlerim dolsun yine,mutlu olayım biraz daha...

28 Kasım 2016 Pazartesi

Şaşkınım...Küsmüş de Olabilirim

6 ameliyat olan ben, hiç bir uyuşturucu kullanılmadan defalarca karnına dikiş atılan ben. Hem de çocukken...
Hey yavrum heyyy...Bu diş başka bir şey.

6 aydır geçmek bilmeyen boğaz ağrımın sebebinin bugün,yirmilik dişim olduğunu öğrendim. Dişim çıkamadığı için lenf bezlerimi şişirmiş.
Eyy tıp dünyası... Eyy canım doktorlarım... yaz boyu ben sizin dizinizin dibinden ayrılmadım,antibiyotikler,ilaçlar,spreyler veren siz değilmiydiniz?
Biriniz de çıkıp kızım dişini çektir de bitsin bu eziyet demedi ya aşk olsun.
Tamam çok korkuyorum,çünkü dişim çok zor uyuşuyor.Evet biliyorum sıkıntılı bir  gün beni bekliyor ama yine de önce sağlık... İllaki bu diş çekilecek. Acaba çektirsem mi diye düşünmedim hiç doktor arayışına girdim hemen,gittim görüştüm,geldim düşündüm.
...
Boşunamıydı yani,metabolizman çöktü diye yaptığım karatay diyeti. aç yattığım için sinirlerimin bozulduğu geceler...
Ağız spreyleriyle zar zor durduğum boğaz ağrısı, çok ağır bir antibiyotik iğne oldum diye aömür boyu yaşamak zorunda kaldığım kalçadaki apseler...
Hak mı bu yanii. Neden bilemediniz ki,tüm sıkıntının dişten kaynaklandığını.
Küstüm hepinize...Tüm tıp dünyasına kızgınım şuan.

en sevdiğim doktorcuğumdan,en beğenmedğim hekime kadar.gidip geldiğim,onca çektiğim acıya,sağlıksız geçirdiğim tam tamına altı aya yazık değil mi.yuh yani...Hepinize aynı dersler öğretilmedi mi.
Ben gökten inmedim ya,başıma gelen sizin karşınıza hiç gelmedi mi.

Neyse şuan bunları bana yazdıran,dişçi korkusundan başka şey değil aslında. 
Şifaya açılan günleriniz olsun...Her hale şükür... Aklınızın sınırlarını zorlayın,kendi doktorunuz kendiniz olun. Tıptan bile fayda bir yere kadar. Kendinizi ifade etmenin yollarını bir şekilde bulun. İyi olana kadar,şifa bulana kadar diretin...İllaki iyilik isteyin... İsteyin ve alın... O kadar....! :) 

22 Kasım 2016 Salı

Küs müyüz ?

Telefon çaldı. Açtım.
İlk kelimesi
Küs müyüz? oldu
neden küselim,nereden çıktı şimdi o desem ve gerçekten hiç ama hiç küsmemiş olsam da ben,
Bir insanın kendini bilmesi yaptıklarından haberdar olması güzel.!
Kırdığını anlaması,üzdüğünü sanması pek güzel.
İşte biz bu yüzden her türlü sorunu aşabiliyoruz.Hem çok kızıyoruz birbirimize hem çok iyi konuşabiliyoruz.
Ne önemli şey şu iletişim.Tek kelimelik sorusu bile mutlu etti beni.
Yorgunluk,gerginlik kalır mı şimdi.

İçimdeki Çocuk Yapayalnız Bu Gece

Aldım bilgisayarımı kucağıma.Herkese iyigeceler dedikten sonra yazı yazacağım deyip geldim odama. Saat 01:23 kapattım kendimi odama.

-- canımın en içi,hayatımın ya kendisi beni ikinci kez abla yaparken küçük annesi de olmamı sağlyan kardeşimin sınav notlarıyla gururlandım. Öyleki,ilk defa bu kadar güzel sonuçlar aldık,duyduk,gördük. Lise üçüncü sınıfta şansı döndü mü ne... Hem mutluluğunu paylaşıp hem onu onurlandırmak,başarısını taktir etmek için elimden geleni,kalbimden geçeni yaptım.
--- Bir müşterim aradı bugün.Siz firmada çalışanmısınız,sahibimisiniz diye sordu. Ciddi bir mesele geliyordu belliydi.Acaba ne demeliydi.
Sahibi değilim ama yardımcı olabileceğimi düşünüyorum anlatın lütfen dedim.Müdürünüzle görüşmeliyim dedi. İsterseniz benimle paylaşın ben yetkilim eğer çözümleyemezsem sizi müdürüme aktarayım deyip ikna ettikten sonra,duyduklarım karşısında taraf tutmadan,ters bir şey söylemeden ortada kalabilmek gerçekten zordu.Başardığımı düşünüyorum.
Telefonu kapatır kapatmaz olması gerekeni yaptım.Gerçekten olması gereken bu muydu diye saatlerce sorguladıktan sonra bu cümleyi kuruyorum inanın.
Hem patronumu hem de beni çok şaşırttı bir elemanım.Laf aramızda en sevdiğim çalışanımızdı. Hakkında hayırlısı olmuştur inşallah.
--Üstte bahsettiğim durum enerjimi biraz aşağı çekti,itiraf etmeliyim. Ama öyle çok şey oldu ki enerjimi toparlamak pek mümkün değildi bugün. Bir çok konuda zor durumda kalıp şimdi buna ne cevap vereceğim diye düşündüm doğrusu. Hepsini halledebildiğimi düşünüyorum.
--Kendimi seviyorum,hayatı seviyorum ve daha bir çok şeyi çok çok seviyorum. Ama bazen düşünüyorum. Sevdiklerim mi daha fazla özlemlerim mi.
Ben ne kadar çok şey özlüyorum öyle yahu. Yanımda olanlarla mutlu olabilirken,ne kadar çok şeyin uzağımda olduğunu da fark ediyorum.
-- Tüm bu zırvalamaları bıraksam da birine yaslanıp uzun uzun ağlasam ne güzel olurdu. Ama ben kimseye sarılmıyorum bile,değil ki ağlayacağım bir de. Rüyamda görsem inanmam.Siz de inanmayın.Beni tanıyanlar da ihtimal vermez zaten. Taş kalplinin biriyim neticede.Dümdüz fikirleri olan,pozitiflikten dem vururken duyguları es geçen,bir arkadaşımın tabiriyle,odunun biriyim ben.
Her şey bir yana da uzaktan yüzümün asık olduğunu görüp gelip sarılan,öpüp yüzümü güldürmeden odasına gitmeyen erkek kardeşim gibi olsa etrafımdaki herkes keşke.Bu gece pek bir ilgi istiyor ruhum.
Tüm zorlukları aşabilecek kocaman kadınsı ruhum bir kenara çekildi,küçücük bir kız çocuğuna teslim etti kalbimi. O da oturdu bir köşeye ağlıyor çaresizce. Bu gece de böyle.Yarına dimdik,hayata hazır,enerjiyi toparlamış halde uyanmak ümidiyle.
İyi bakın kendinize.


Huzunlu dogum gunu hediyesi

Cok uzaklardan bir telefon geldi.cok guzel oldugumu soyledi.o kalbi harika insan zaten sesini duyurmakla nile beni cok mutlu etmisti,iltifata ne gerek vardi.
Guzellikler ardi ardina geldi.onumuzdeki ay bana dogum gunu hediyesi olarak amerikadan istanbula gelecegini soylediginde kalbimdeki o yorgun kuslar kanat cirpti mutluluga.
Lakin yere cakilmam uzun surmedi.
Cok sevdigim arkadasimin anne ve babasinin birer ay arayla kanser oldugunu onlari gormek icin uc yil aradan sonra amerikadan istanbula gelecegini ogrendigim andan itibaren ben bende degilim.
Tanidigim,cok sevdigim,arkadasim yokken de ziyaretine gittigim o iki insanin hasta oldugunu ogrenmek tarifi mumkun olmayan bir uzuntu birakti ruhumda,bedenimde,her bir zerremde.
Dik durmaya,aileme belli etmemeye calisiyorum ama olmuyor.yarin nasil arayacagim da konusacagim dusunup duruyorum.ote yandan yanibasimda duran aileme bakiyorum.
Allahim sifa ver...nefes aldigimiz surece umut var sagliga dair,sifaya dair biliyorum.inaniyorum.
Gozlerimden akan yaslara ben engel olamiyorum.sen beni bosver de onlara guc kuvvet ver.gelmis gecmis olsun nolur...arkadasim benim dogum gunume geliyor olsun sadece.amannn oyle iste.tamam bugun yasadigim cok ayri bir durumunda etkisi var uzerimde ama sevdiklerime bisey olmasin nolurr...yaslandikca bu hisler dah agir...daha zor katlanilir oluyor.
Sifa Allahim sifa... safi ismiyle sifa ver tum bekleyenlere...

21 Kasım 2016 Pazartesi

Boş Bardak Dolu Bardak


Bir operasyon gerekiyor yine.
Kaç olacak yani.1-2-3-4-5-6-7 !!! 
31 yaşımı bitirmeme az kala yine bir kararla karşı karşıya...
Karmakarışık kafam... Tamam desem ne olur,istemezsem ne olur.
Zararı mı büyüktür boşvermek mi iyidir.
Doldurup boşaltıyorum beynimdeki bardakları. Bir oraya iki buraya. Ne yapmalı şimdi.Nasıl daha hayırlı...

Derin bir nefes alıyorum. Verirken dualar ediyorum. İyiye,doğruya,mantıklıya, sonu güzel olan kararlara çalıştır aklımı Allah'ım...


Mutlu,sağlıklı,keyifli bir hafta olsun önümüzde inşallah. Enerjisi bol,keyfi ala olsun...

15 Kasım 2016 Salı

Dirilen Ruh

Ne istiyorum biliyor muısun
Yemek yapayım,öyle çok şey yapayım ki bildiğim,yapmayı sevdiğim her şeyi...
Ya bana gelsin sevdiklerim ya ben götüreyim.Sevgiyle yaptığım tüm tatlar damaklarında enfes bir haz bıraksın.
Sonra bir başka sevdiğim arasın bana kahve ısmarlasın.O esnada telefonum çalsın bir başka yerde bir başka kişi beni bekliyor olsun. Merak etsin ama özlemesin.
Hiç kimse beni özleyecek mesafede olmasın. Tüm sevdiklerim bir tabak yemeği ulaştıracak mesafede olsun veyahut bir fincan çay ikram edebilecek olsunlar bana. O çay soğumadan varabilelim birbirimizin yanına.
Tüm yaz boyu öyle rafine geçirdim ki zamanımı. Ailem dahil herkesten uzak. Herkesten ayrı. sonra onlar geldi yanıma.Ama diğer herkes çok uzakta. Tüm bu zamanda kırk haneli bir binanın en üst katında yayla gibi bir evde tek başına yaşıyor olmanın sakinliği,dinginliği vardı üstümde.
Oysa şimdi; sarmalarımın tadına bakılsın,birileri istesin Çilek kız yapsın.Gelinsin,gidilsin,konu konuyu açsın,sohbet sohbete bağlansın istiyorum.
Tam yaşlandım herhalde ondan bu sakinlik,dinginlik,insanlardan uzaklaşma isteği diyordum ki...yok yok ben kolay yaşlanmam.Valla bak... İçim geçmez benim. 80 yaşına da gelsem bir kıvılcım yeter ruhumu dik tutmaya. Dirildim yine,tozu toprağa katabilecek,her sorumluluğun altından kalkabilecek gücüm var evelAllah. Tamam yaz da geçti ama mühim olan gönlümüzün yazı değil mi?


Enerjik hatun

Baktim da şöyle bi.son gunlerde pek renksiz bir ruh hali yansitmisim size.
Oysaki hic de oyle biri degilim.pozitif enerjimle taninir,bilinirim.

Hadi gelin size biraz pozitif enerji vereyim...
Yayalim da evrene,cogaltalim...

31 Ekim 2016 Pazartesi

Göz (!)

Çocukluğumdan beri psikoloji okuyan benim.Psikolog olmak isteyen de,pedagog olmak isteyen de benim. Ama bunları psikolojisi bozuk insanlar hayatıma girsin diye istemedim.
Hem zaten bunların hiç biri de olmadı,olmadım
Yeter artık ! Alın şu pis gözlerinizi üzerimden,uzaklaşın eksenimden.bıktım akıl sağlığı yerinde olmayan insanları enerjime çekmekten.Hayır yani siz aklımla dalga geçmek istiyorsunuz da ben teşhisinizi koyabiliyorum taa uzaktan.Bıkmadınız mı ifşa olmaktan.
...

Ben kapattım gözlerimi size çoktan.Sizde alın o zararlı bakışlarınızı üzerimden.Gidin kaybolun karanlığınızda,çıkamayın inşallah...

Son 3 Gün

Yazmak istiyorum.Bildiğim yegane rahatlama yöntemidir ezelden beri ama sırf geçmişini hatırlama,1 gün bile olsa geriye gitme dediği için yazmaktan vazgeçiyorum.
Ne yaşadığımı anlattığım bir kaç kişi oldu fakat ne hissettiğimi anlayan sadece bir kişi.
Allah hiç kimseyi benim konumumda bırakmasın dilerim...Zehir zemberek bir kaç gün geçirdim.Benki insanların yanında kaskatı kesilirim.Dolan gözlerimle nolur bitirelim bu konuşmayı diye yalvaracak hale geldim.
Allah'ım sen bizi iyilerle karşılaştır. Layık olduğumuz tek şey iyilik olsun.Hakkımızda her daim hayırlı olanı yaşat bize.
Hani insanın hayatına giren herkes illaki bir şeyler öğretmek için girermiş ya,ben de buna inanırdım ya.
Böyle şeyler öğrenmek istemezdim inanın.Ne bilinç altım,ne bilinç dışım son 3 günde yaşadığım farkındalıkların hiç birine muhtaç değildi. Tek istediğim...Neyse...Hiç bir şey istemiyorum bir süre. 

not: bugün katıldığım sünnet düğünü... Ben böyle bir organizasyon görmedim. Bildiklerimin içinde en iyisiydi.Uzunca bir süre daha iyisini görmem herhalde.

29 Ekim 2016 Cumartesi

Kalpsiz Kadin

"Yalnizligimla mutluyum ben.valla bak,gercekten..."tamam bir cocugum olsa diye geciririm bazen icimden.ama kadinsal bir kalp tasimiyorken nasil hayal kurabilirim soyler misin?
Ben daha dogru duzgun sevemiyorken bir cocuga nasil sahip olabilirim...once sevmeyi ve kendimi sevdirmeyi basarmam gerekmezmi.! Soylesene sen sahiden inaniyir musun bu ihtimale. yok yani ben yasayip gordum de.

28 Ekim 2016 Cuma

Berbat Haller...

Saatlerdir bir seyler yazmak istiyor fakat nefes bile alamiyorum.Allahim ben bunu hak ediyor muyum?

22 Ekim 2016 Cumartesi

Görücü Usulü Aşk

Benim kafam hiç bu kadar karışmamıştı. Aynı anda hem çok mutlu olup,hem bu denli üzülüp,hem hayaller kurup hem sadece o anda durmak ve aynı zamanda her şeyi geri saymak ve hatta çok daha ileri ki günlere gidivermek...

Emre demiş ki; kelimelerle dans ile aile olmak isterim... Deniz dedi ki seninle elti olalım nolurr. Hele Esin teyzeye ne demeli...İkna et o kızı Deniz,öyle bir gelinim olmalı benim ailemize çok yakışır demiş.Damat adayı ise,ağzımdan çıkacak kelimelerin haberini beklemekte,telefonun ucunda heyecanla.Bir tek kare fotoğraftan görüp beğenmiş beni,bir de ailesinin anlatımlarından sevmiş huyumu,suyumu,bildiği kadarı ile karekterimi.
Gözlerim doldu vallahi. Öyle çok şey geçti ki aklımdan. İç mi geçirmedim,keşkeler mi düşmedi kalbime.Gözlerimi kaçırırken ben,yakalandım nereye saklansam. O anlattı ben dinledim. Ben anlatırken hayranlıkla baktığını fark ettim. Dedi ki bir ara "sana özendim.Senin yerinde olmak istedim.Vallahi çok istedim.Keşke ben sen olabilseydim."
Ahh dedim deme...Nolur deme...
Tam bir karar verecek oldum,hayaller kurmaya başladı,sustum.
Dilim zaten konuşmakta çok zorlandı,duyduklarım karşısında.Ne konuşabilirdim ki, aklımdan sadece biricik arkadaşımın söyledikleri geçti. Vereceğim kararı erteledim.
Öyle onore edildim ki,ya istediğiniz cevabı veremezsem deyince bile sen hiç kendini yorma,üzme herşey çok güzel oalcak,bak gör ne güzel bir aile olacağız nolur bunlarla kafanı yorma sen bize lazımsın diyen biri vardı karşımda.
Baskıysa en alası,ilgiyse en güzeli,anlatmaksa en gerçekçi şekilde olanı ile karşı karşıyaydım.
Allah'ım ben ne yaptım da sen bugün karşım böyle güzel insanlar çıkardın?
Peki ben şimdi ne yapacağım ! Kalbimin içinde dönüp duranları bilmediğiniz için,hıçkıra hıçkıra ağlama isteğimi de anlayamazsınız.
Allah'ım nefes alamıyorum...Ben neden mutlu olamıyorum? Neden ruhsuzum. Neden kalbim beynimin içinde atıyor,düşünmekten beyin fonksiyonlarım zaten işlev görmez oldu. Dur daha 1 hafta var önümüzde. Dananın kuyruğu o zaman kopacak esas. 
Yani umarım...İnşallah... Allah'ım kapılıp gitmeme ve yanlış karar vermeme fırsat verme. Ne istediğimi bilen tek sensin. Allah'ım kalbime göresini nasibim eyle...

19 Ekim 2016 Çarşamba

Yalanci mutluluk

Oyle guzel bir his ki...
Mutlu olmadim desem pinokyadan daha cok uzar burnum.
Bir aileye kabul gormek.ikna etmek icin surekli sohbet etmek istemek.hic bir sey soylemeden cok sey anlatmak...
Karsi tarafin heyecanli hali karsisinda ezilip buzulup ne yapacagini bilememek.
Bu hissi yasattiklari icin her birine sessizce tesekkur etmek.onlara karsi susmak ama icten ice bu duruma cok sevinmek...
Bir aileye kabul gormek...cevabinin olumu olmasi icin gozunun icine bakilmasi.
Onlarim heyecani,benim saskinligim...
Zamanin akmasi.hayatin akisinda kendimi bulma cabasi. Herseyin hayirlisi...

Not:telefondan yazdigim icin harfler noktali cikiyor affola efenim.

17 Ekim 2016 Pazartesi

Tarihe not

16.10.2016
Farkli hislerle dolu bir gundu. Pek keyifli basladigini soyleyemeyecegim ama oyle bitmedigi muhakkak.aksine...
Bu tarih buraya not dusulmeliydi.gunler sonra belki donup bir seyler anlatmak istersem tarihe bakip bugin neler hissettigimi hatirlamam acisindan onemli.

Yazidan cok farkli Not: dun gece canimin ici kuzenim ayse rumeysa evlendi.ne kadar guzel bir aile ve akrabaya sahip oldugumu bir kez daha gorup icime cektim sevgilerini.varliklarina sukrettim hepsinin.dilerim ben de ilerde guzel bir aile kurabilirim.insallah... kismetimde ne var oldugunu keske gorebilseydim...simdi belki bazi seyleri bu kadar cok dusunmezdim...hayirlisi...

8 Ekim 2016 Cumartesi

Adam (!)

Ahh be adam !
Nerden çıktın ki sen ? 
Hayatım zaten oldukça yorucu ve yıpratıcı. Bir de sen zorlaştırmasan olmaz mı?
Tam her şet de yolunda derken,neden be adam,neden... Bozmasan huzurumu olmaz mı ?



4 Ekim 2016 Salı

Keşmekeş

Yoruldum...
Ellerim bilgisayardayken,kulağım telefonda aklım başka bir noktada.
Bilmiyorum...Karmaşık günler... Yazın ortasında bile böyle stresli değildik. ekipçe delirdik bugün. Kimi aradıysam sakinleştirip kapattım da birine de dert yanamadım. Yanmam... Yanamam... 
La havle der devam ederim yoluma,gittiği yere kadar.
Şuan yorgunluğumun dışında herkesin üzerime çökmüş sinir,stresi de var. Bir arınmam lazım bu negatifliklerden ama iş bitmeyecek gibi görünüyor. Boşuna hayal kurmayayım bari. Bu şekilde yarına bağlarım ben kendimi.

İyi akşamlar size. Ben akşam yemeğimden sonra içeceğim çay düşünüp bir mutlu oluvereyim en iyisi...
Siz neyi düşünür de modunuzu yükseltirsiniz ki?

28 Eylül 2016 Çarşamba

Maddeleşen Vakitler

ne anlatayım, hangi birinden bahsedeyim ?

1.4 aydır boğazlarım rahatsız. Neler yaşamadım ki. 4 kez 2 farklı doktor 3 kutu antibiyotik hap ve iğne,ağız spreyleri,gargaralar. Sonuç; metabolizma çöktü. Karatay diyeti ile vücudu toparlamaya çalışıyorum. Çok zor bir süreçti. Henüz geçmedi.  Hiç böyle bir şey de başıma gelmemişti.Şaşkınlıkla izlediğim bir süreç oluyor.
2. Dün işten izin alıp Kadıköye gitmek için yola çıktım. Otobüse bindikten yarım saat sonra rahatsızlanıp yolda indim. 30 dk ana cadde üzerinde bekleyip kendimi hala toparlayamayınca ve Kadıköy yönüne de otobüs bir türlü gelmeyince uzunca bir yol geri yürüyüp evime gelmek için minibüse bindim. Gece boyu kendimi toparladım. Şimdi iyiyim.
3.Yoluna koymak istediklerim vardı hala tam anlamıyla olmadı. Hayırlısı.
4.Elimden gelen her şeyi yapmam gereken bir durumda parmağımı oynatmak gelmiyor içimden,bilmem ki neden...
5.Yaz boyu sık sık ailemin yanına gidip geldim. Artık onlarda parça parça ve en sonunda tümüyle İstanbul'a döndüler. Yalnız yaşarken birden kalabalıklaşmak pek kolay değil. Ama diğer yıllardan hazırlıklı olduğum bir durum.
6. İşler yoğun. Durdu mu da duruyor hepten. Sorunlar var. Öte yandan anlayışlı bir patrona sahip olduğum için çok şanslıyım.
7. İş demişken, 2 hafta önce aniden patronumun babasını kaybettik. Bizim de çalışanımızdı aynı zamanda. Etkilenmedim desem yalan. Patronumun kendini dik tutuşuna ise hayran olduğumu itiraf ediyorum doğrusu. Ben bile o kadar ayakta kalamazdım ki böyle durumlarda bile oto kontrolü elden bırakmayan biriyim.
8.Yaz boyu bol bol kitap okudum ama kendime yetersiz gördüğüm rakamlardayım.Daha hızlanmam lazım.Listemi oluşturuyorum. Kışı okuyarak geçirmek planım.
9. Son derece sakin ve sessiz bir yaz geçirdim. 1-2 kişi haricinde kimseyle görüşmedim desem yeridir. Sahte olan hiç bir diyaloğun içinde,beni tatmin etmeyen hiç bir ortamda bulunmak istemedim. Kimin yanında,neyle mutlu ve huzurluysam sadece onu tercih ettim. Siz buna yalnızlık deyin ben dinlenmek dedim.
10.Kendimi yanında iyi hissetmediğim hiç kimseyle görüşmeme kararı aldım. Az insan çok huzur mottosuyla yola devam.Çok insan da olabilir lakin lüzumsuzlara kapı kapatalı çok oldu.
11.2 hafta sonra canım kuzenim Ayşe Rümeysa evleniyor. Yakınında olup bu süreçte ona yardım etmek isterdim ama ancak bir kaç el emeği işle destek olabildim.İnşallah çok mutlu bir dünya kurarlar kendilerine.Hep diyorum,Teyzem ve eniştem çok şanslı. İki damadı da aileye,kendilerine,kızlarına yakışır şekilde. Allah utandırmasın inşallah.

Bu kadar galiba; aklıma,kalbime yer eden anlatılası mevzular...

22 Ağustos 2016 Pazartesi

unutama_ma

Kendime yakıştırmadığım bir üzgünlük içindeyim.

Hatta öyle ki; dünden beri durduramadığım gözyaşlarımla, tüm dünya insanın canı cehenneme diyebiliyorum.

bir şeye ama herhangi bir şeye sıkıca sarılıp çığlık çığlığa ağlamak isteğim peydah şuan...

geçer... bu da geçer yahu.. neler geçmemiş ki...
ama iz bıraktığı muhakkak.
dün geceyi unutmayacağım...Kimbilir kaç kez gün doğacak,aylar yıllar geçecek ama  zihnim dün geceyi unutmayacak...


21 Temmuz 2016 Perşembe

İçindeki huzura sarılmaca

Yazacak ne var bilmiyorum ki...
Şahsım adına ruhumda kendime dair huzur,milletime dair büyük kaygı var.
Terazi dengesini huzurdan yana arttırabilirsem kendimi daha iyi hissececeğim.
Eve kapanıp kaldım bu günlerde.Bizim burası akşamları pek karışık.gündüz de benim iş durumum karışık. Öyle arada derede zamanlar geçip gidiyor işte. Ben iyiyim neticede. Çok iyiyim...Sağlıklıyım,huzurluyum..Dedim ya teraziyi eşitlersem daha da iyi olacağım inşallah...
...

Çabuk geçsin bu günler... Toplumca refahtan pek uzağız... Hızlıca toparlanmak lazım...İçinizdeki umudu kaybetmeyin...Ve hattta zaman geçmeden yeşertmenin yollarını bilin...

Her şartta gülümseyin efenim...Sizi diri tutacak yegane şey bu dur...

Umutlu-mutlu günler dilerim...


14 Temmuz 2016 Perşembe

Uzun Lafın Kısası mı?

Buralardayımm...
İyiyim...Hoşum... Gayet coşkuluyum...
----------


Anlatacak hem çok fazla satır başım var hem de hiç bir şeyim yok..
Bayram öncesindeki son iki haftayla beraber çok uzun bir iş tatili yaptım.  Bu sırada bayram için plan yapma ve bu planları gerçekleştirmek için fırsatlar oluşturmaya vaktim oldu.

İstediğim gibi bir bayram geçirdim diyebilirim.
Cumartesi sabahı 03 de yola çıktım kız kardeşimle beraber. Sağolsunlar  araçlarıyla götürdü bizi İstanbul'dan Karasu'ya gidecek tanıdıklar.
Ertesi gün teyzemler ailece geldiler kendi evlerine. aynı bahçe içinde olmamız sebebiyle 7/24 bir aradaydık. Yani şöyle ki en az sayımız on kişi idi. Enfazla 20 ye yaklaştığımız saatleri hatırlıyorum.
Benim için bayram arefeden geldi.
Neden mi?
Hayatımdaki çok özel erkeklerden biri olan Abicim... Kuzen sıfatıyla bilinen ama benim abi bile demeye kıyamadığım,abicim...canımm...arkadaşım... dostum.. sırdaşım...
Arefeden geldi yani,bayramı getirdi bana. 1 güncük kalabileceğini biliyorduk 2 ye çıkardık.
Böylece 2 araç olmuş oldu evde. Fırsat bu fırsat ya gezip görülebilecek turistik yerleri sıraladık 2 güne.
Şoförler gitmeden,biz tatili bitirmeden gezelim dedik doyasıya.
İlk gece abimle bir sahil turu yaptık 4 kardeş. Şahaneydi.
Ardından 2 gün boyunca nereye istersek,neyi tavsiye edersek oraya doğru yol aldı araba...
Meğer benim abicim ne harika fotoğraflar çekermiş,ne profosyonelmiş. 
ahh benim şu güzel kalbim... ah benin şu abimden vazgeçemeyen benliğim...onu herkesten üstn tutuşum...kimselere değişmeyişim,herkesten özel bilişim...
sırf bu yüzden bile üzüldüğüm dakikalarda gözyaşlarımı tutamayışım...Yine abime sarılışım...
İyi ki sen varsın... Senin için hrkese kafa tutabilirim diye kendimi sakinleştirişim...
Kendini bilmeyenlerle,beni kıskanmanın bana değil kendine zarar vereceğini hala anlayamayanlarla ömür tüketişim...

Bayram bayram içimdeki coşkuyu aşağı çekmek isteyenlere karşı direnişim...

Olsun... Yıllar sonra abimle aynı sofrada bayram kahvaltısı yapabildik ya kocaman ailemle...Öncesi ve sonrası bol bol sohbet edebildim ve hatta gezip tozduk ya birlikte... 
Daha ne...
Dahası da olsun isterdim elbette.
Bayramdan beklediğim bir kaç şey daha vardı ama azla yetinmeyi de bildim nihayetinde.
Doyasıya yaşadım her anımızı birlikte.
...

Veee sonra...
Ben hala bayram tadında günler geçiriyorum aslında.
Bu kadar uzun yazınca okunmayacağını da biliyorum ama yazmak istediklerim o kadar fazla ki,bunlar özetin özeti aslında.
Kalbimde kelebekler uçuşuyor bu ara. Hem de sebepsizce,ardı ardına... 
Teşekkür ederim dünya...
Kendimi değerli hissettirdiğin için... Bana istediğim güzellikleri ardı ardına sıraladığın için...
Ve daha içimden geçirdiğim ama yazamadığım bir çok şey için teşekkürler sana.
İyi olmayı isteyin ve lütfen iyi olun... İyi yaşayın... İyilik saçın...
Yüzünüz hep gülsün...

------------
aa bu arada ben daha sahilde yüzüme gelip dudağımı parçalayan deniz şemsiyesini anlatmadım değil mi size?
o da bir daha ki sefere...





28 Haziran 2016 Salı

Başlıksız Olsa Olmaz mı?

Öyle sersem haldeyim ki şuan. Ne yazacak halim,ne de yazacaklarımı düşünecek adaptasyonum var. Uzun zaman olmuş yazmayalı diye bir iki satır kaydedeyim dedim.
Anlatırım bir ara uzun uzun inşallah.
Biri beni bayrama ışınlayabilir mi lütfen. 10 tane antibiyotik iğne bitmiş olsun,annemin yanında,ailemle beraber hamakta dinlenirken bulmak istiyorum kendimi.
Bu bayram diğerlerinden farklı güzellikte olacak inşallah.
Uzun yıllar sonra içimde bayram heyecanı da var ya bu nedemek bilemezsiniz. Ben ki İstanbul aşığıyım,işkolik bir insan evladıyım. Yalnız yaşamayı en az ailemle yaşamak kadar çok severim.
Bir an önce annemlerin yanına gitmek istiyorum.Yıllar sonra ilk kez denize bile girme isteğini taşıyorum ruhumda.
Böylesi bayrama odaklıyken bir antibiyotiğe yenilecek değilim ya(pardon 10 adet en ağırından iğne demek lazımdı,hafife aldım azıcık:) )


Dedi ki dün akşam; ne olur rica ediyorum senden bir daha içinde tutma söylemek istediklerini. Hasta olmaya değer mi? !
Bu öğreti bana pahalıya patladı ama Olsun du... Hallederiz di... Neler geçmedi ki...
...

Haydi bir gülümseyelim şimdi... Dün gece gelen abinin evimize,ruhumuza getirdiği mutluluğa,onun için saatlerce yaptığım hazırlıkların yorgunluğuna,öncesinde çok ama çok yorucu bir gün geçirmiş olmama,bir çalışıyor bir izinli olduğumu öğrenip bocalıyor oluşuma,fena halde bozulan düzenimin nasıl yrine geleceğini bilmiyor oluşuma...
Düşünüp düşünüp mutlu olduğum bazı güzel an_ı lara...
Haydi bir gülümseyelim şimdi...Tüm dünyaya.
İyi olduğumuz,mutlu olduğumuz her şeyi yanımıza alıp kafa tutalım negatif durumlara.
Yapabiliriz var bu güç ruhumuzda. Hisset...Farket...

4 Haziran 2016 Cumartesi

Çilekli Pasta

Fotoğrafı gördüğünüzde ıyhhh diyeceğinizi düşünüyorum. Bir de benim gözümle bakın isterim.Şöyle ki ; 

bak sana ne aldım diye 2 paket uzatıldı elime.Pek aram yoktur tatlı,tuzlu bu tip şeylerle. Hemen açmadım o sebeple.
Aradan zaman geçti,merak nüksetti. Elime aldığım ilk paketten çilekli pasta diğerinden üstteki pasta çıktı. Üzerinde isim falan da yazmıyordu. Çileklinin bana denk gelmesi şaşırtıcı.
O an kendimi öyle özel hissettim ki.! 
Gözümün kenarında biriken 1 damla yaşı düşürmemek, teşekkürüme eklememek için zor tuttum kendimi. Öyle içten teşekkür ettim ki,ilk kez böyle kalbimden dilime bir yol oluverdi sanki.
Vallahi de billahi de, çok uzun zaman var ki böylesi önemsendiğimi hissetmemiş,bu kadar çok mutlu olmamıştım.
...

En son geçen seneydi sanırım. Otobüsten inip elinde turuncu bir kraker paketiyle yanıma gelen arkadaşım... Aynı şeyleri hissetmiştim bugün ile.
Hep diyorum ya ben içimden ve dışımdan,iyi ki...İyi ki kimseyi dinlememiş,kendi bildiğimi okumuşum vakti zamanında. Ben ne sevap işlemişim ki böylesi güzel insanlar girivermiş hayatıma.
Dilimde bin bir tattan arınmış,çilekli pastamın tadı, kalbimde şükür nidaları,aklımda bir şarkının nakaratı... "hep sonradan"gelirmiş güzel günler,sabretmek gerekirmiş.
..

Çilekli pasta getireniniz çok olsun.

31 Mayıs 2016 Salı

Mantıkla Kalp Arasında

Çok güzel bir günün hayalini kuruyorsun,hayalinin kırıldığını avuçlarının içinde paramparça olduğunu fark ediyorsun. Ne fena...

Öyle ki; yanında olması için neler feda etmeyeceğin birini,gelme,yorulma buraya kadar,buraların tadı kaçtı diyorsun. Özlemini tarif edecek kelime bulamazken,gelmesin diye çabalıyorsun.Çünkü; kıyamıyorsun. Bu sıcakta,bu kalabalıkta İstanbul'un kargaşasında eziyet çekerek yanına varmasına gönlün razı gelmiyor. Kal orada, rahatça ve huzurla.Yeter ki yorulma ben dayanırım sensizliğin ağırlığına diyorsun.
Dayanıyor musun,dayandığını sanıyor herkes. Elinden bir şey gelmiyor çünkü.
İç çekiyorsun bazen... Öyle derin nefes alıyorsun ki verene kadar gün geçiyor,mevsim değişiyor.

Ahh bir sarılsam diye düşünürken gelme dediğiniz oluyor mu hiç.
Sırf onun rahatı bozulmasın diye yanınıza istemediğiniz
yani mantıkla kalp arasındaki köprünün zincirlerini kopardığınız olmuyor mu sizin?


23 Mayıs 2016 Pazartesi

Yaz Gelsiinnn

1 ay olmuş neredeyse yazmayalı.
Ne yazmalı bilmem ki.
İyiyim,hoşum,keyifler yerinde. Yaz geliyor,içim kıpır kıpır. Küçücük bir çocuk gibi bekliyorum yazın gelmesini. Tatil yapamayacak olmama rağmen hemde. Olsun ben kendimi mutlu edecek başka sebepler bulurum nasılsa. Yaz bir gelsin de hele.* kendini mutlu etme işi  bende.

* /babama bir şey söylediğimde,yapmasını istediğimde o iş bende der. Yapamayacak olsa da o iş ondadır. Ona emanettir gerisi düşünülmemelidir.O o işi halleder. En azından senin artık onu düşünmemeni sağlar./




4 Mayıs 2016 Çarşamba

Hayali Mutluluk





Bir buket çiçek konsa kapıma veyahut bir tek papatya
ne iyi gelirdi şu sıkkın canıma...!

Me_li Ma_lı "Gereklilik"



Günün her saati çekinmeden arayabileceğin, aradığında her ne halde olursa olsun seninle keyifle ilgilenebilecek, dünyanın yükünü bir kenara bırakıp seni sırtlayacak veyahut o an içinde bulunduğun durum her ne ise meraklanıp anlatman için ısrarcı olacak,ardından en az senin kadar o duyguya kapılacak,seni şartlar ne olursa olsun önemli kılacak arkadaşlar olmalı hayatınızda.
Olmalı,olsun,ol

27 Nisan 2016 Çarşamba

Dönüşüm

Dün gece o kada rmoralim bozuktu ki düşündüm.! İyi olmayı seçiyorum dedim kendi kendime. Bugün iyi olan ne yaşadıysam onun ruh halinde kalacağım.Tabi bunu düşünmem için beni iyileştiren,yargılamadan dinleyen, arkadaşın varlığını yadsıyamam. Neyi mi düşündüm;
...
18.30 civarıydı... Annemler dışarıdaydı,kız kardeş işten gelecekti ben ise her zaman ki tekliflerin çok dışında,çok daha itina gösterilmesi gereken ve pek önemli bir teklif hazırlamakla uğraşıyordum. Bir yandan da akşam yemeğini hazırlamaya koyuldum. 24 saat önce bilgi verdiğim mesul müdürümün bilgisayar başına geçtiği anda karşılıklı yazışıyor,hazırlamam gereken teklif için kendisinden yardım istiyordum. Daha önceki binlercesinden  kat ve kat farklıydı çünkü. Ben yazdım o düzeltti.O söyledi ben yeniledim.Tam son halini gönderecektim ki,bilgisayar bozuldu. Kapanmıyor,açılmıyor.Mutfakta yemek yanıyor. Mesul müdürüm bilgisayar başından kalkmadan da halletmem lazım. Nasıl panik haldeyim. Dedim ki oğlum sen şu bilgisayarı kapat ve aç pilini çıkar tak hemen açılsın geliyorum ben. Mutfağa gittim koşarak geldim ki oturmuş,almış kucağına bilgisayarı bakıyor öyle. Lenn niye düzeltmedin diye çıkışmaya başladım. Ne biliyim ben,ne yapmak lazım ki,bilmem ki gibi bir takım saçmalamalar. 
Aldım bir hırssa elinden, pili çıkardım taktım düzelmedi. Panik haldeyim. Demez mi şarjını çıkarırsan bilgisayarın kapatabilirsin.Sonra da açarsın düzelir. Madem biliyorsun neden yapmadın diye başladım bağırmaya.
Görmüyor musun telaş içindeyim insan bir yardımcı olur sanki zor bir şey istedim diye söyleniyorum.Ki benim ona söylenmişliğim sayılıdır. Yani öyle her lafa söze tartışma olmaz bizim evde.Hele ki Doğanla benim aramda. Bilirim onun ergen psikolojisini. Önceden de çocuk diye sabrımız fazlaydı ona. Yani her daim iletişimimiz iyiydi paşayla. O ne yapıyorsa izahı mümkündür aramızda. Konuşarak anlaşabiliriz kavgaya,tartışmaya ne hacet. Biz anlatırız o dinler. bu devran böyle yürür gider.Çok şükür...Bin şükür...
Ama öyle zor durumda kalıp yardım etmemesine bozuldum ki tutamadım bu sefer kendimi. Baktım ki cevap vermiyor duruyor öylece karşımda.Hafiften söylendi sadece iyi ki bilgisayardan anlıyoruz herkes de yükleniyor diye. Sus konuşma dedim.Kapa çeneni.Bana yakışmadı o da ablasına yakıştırmadı zaten. Ayağa kalktı önüme dikildi. Sakin ol bebişim tamam düzeldi işte dedi.
Baktı,yüzüne bakmıyorum. Özür dilerim dedi.
Dileme dedim istemiyorum özür falan bebek misin sen anla biraz halimden.
Öyle sakin öyle mülayim bir tavırla geldi,yaklaştı iyice gel öpeyim dedi.
ÇEvirdim kafamı başka yöne. Yaklaştı iyice o pamuk elleriyle tuttu yüzümü. Ya gel işte gel öpeyim de barışalım. Zaten hep bunları seni öpeyim diye yapıyorsun demez mi. Gülmeye başladım... Kocaman öptü...Bekledi... Ben de öptüm rahatladı odasına gitti.
Bir kez daha şükrettim. Allahım bana hediye ettiğin bu can için sonsuzdur sana minnetim.
Daha bebekti belki 1 yaşında var yoktu.Gece ben ona kızdım diye sabahlamış,gözüne uyku girmemiş. Annesi hadi uyusana artık dediğinde ablam bana küstü nasıl uyuyayım demişti.
Sabah yanıma gelip öpüp baırşalım mı dediğinde ben sana küsmedim ki,insan kardeşine küsebilir mi dediğimde o gülümsemesi hala gözlerimin önünde.
Annem dedi ki sonra bir daha bu çocuğa küstüm sana deme.
Hele gece vakti hiç söyleme.Küseceksen gündüz küs,barış.Ne çektim senin yüzünden,dert oldu yavruma senin o yüzünü asmaların.
O gün bu gündür küsmeyiz birbirimize.Kızacaksak da kızar hemen ardından sakinleşip konuşur anlaşırız illaki. Her ne olursa olsun küslüğümüzü,kırgınlığımızı konuşarak sonlandırırız.
Benim yüzümden uykusu kaçarsa gecelerim kararır benim. Nasıl üzerim bile isteye.

O üzülürse benim canım daha çok yanar sebebi her ne ise.
Yani demem o ki;  kırsanız da, üzseniz de, hata yapsanız,bile isteye yanlış da olsa tavrınız kırmak dökmek yerine yapıcı olmayı biliniz. Bunu isteyiniz. Bir yolu illaki vardır. Özür dilemek öyle geniş kapsamlıdır ki.Bazen bir öpücükden geçer yolu,bazen bir bakış kafi.
Önemli olan niyettir. Ben seni üzmek istemedim ki mesajını verebildiğiniz sürece, öncesinde ne söylediğiniz,ne kadar bağırdığınız,ne kadar umursamaz davrandığınızın bir önemi yok bence.
Sevdiklerinize değer veriniz. Onlar için önemli olduğunuzu biliniz ve siz de kalbinizdeki yerlerini hep belli ediniz.Kırmayınız...Dökmeyiniz... Hayat kısa gidip yanaklarna bir buse konduruveriniz...
Sonra bırakın onlar benim gibi sayfalarca yazsın,günlerce mutlu olsun.Herkesin ifade şekli farklı.Siz bildiğiniz yolda sevginizi ifade ediniz. Ne olur bunu yapınız. Yaş,mevkii bilmeden sevginizi sevdiğinize akıtınız...

25 Nisan 2016 Pazartesi

;)



Hayaaaat seni seviyoruuum...! :) 

18 Nisan 2016 Pazartesi

Öyle İşte

Bugün hem maddi hem de manevi anlamda kendimi iyi hissettiğim bir gün geçirmekteyim. Eğer bugün tüm gün boyunca üzerinde durduğum,günün yoğunluğunda soluklandığım  o konuyu uyulamaya da geçirirsem,çok daha iyi hissedeceğim kendimi.
İnsan içinde hangi duyguları,düşünce ve halleri barındırır ise karşısına o tür insanlar ve durumlar çıkarmış. Çok doğru buoluyorum bunu. Hayatımdaki herkes bir şekilde benden b ir parça taşıyor ruhunda.
En yakın iletişim kurduğum,çok sevdiğim insanların tümü bir şekilde benimle ortak paydada buluşmaktalar. Öyle ya da böyle benzeşiyoruz birbirimizle.
Bugün bir mail aldım. Diğerlerinden çok farklı idi.Heyecanla ben de varım tabi ki,ne yapabiliyorsak yapalım diye yanıtladım.Ama an itibari ile aklım,zihnim,duygularım o meseleye öylesi kilitlendiki,sanki gittim o işi yaptım hallettim de huzura erdim.
Gün boyu o meseleyi nasıl halledebiliriz diye öyle çok konuştuk ki,bir ara tutamadım kendimi,vallahi çok heyecanlandım iyi ki beni de dahil ettin deyiverdim.
Söylemesem ve haberin olsa kızardın dedi. Hem de ne kızmak, fena bozulurdum. Bir yerde bir çocuk bir sebeple gülümseyecek de ben ona şahitlik etmeyeceğim.Peh...
Kolay mı öyle benden gizli mutluluk halleri.
Allah'ım fırsat ver...Aklımıza koyduğumuz fikri uygulamayı nasip et. İnsanlık içn incir çekirdeği ama bizim için ruh serinliği olacak.
Neyse... Bak yine heyecanlandım. Ben alışmışım her şeyi hemen halletmeye,zamana yayınca uykum falan kaçıyor. Bir manyaklaşıyorum. Görmediğim insanların mutlu olduklarını hayal edip içinde bulunduğum sıkıntıları görmezden geliyorum.
Ayhh neyse... Siz zaten ne demek istediğimi anlamadınız. Ben de daha bir şey yapmış değilim.
Kafasını kaldırmadan çalışan,yerinden kalkamayacak kadar yorgun olan zatı muhteremin duygu karmaşası deyin geçiverin.
Ben biraz meditasyon yapıp dinleneyim. Yarın 9 da başlayacak olan mesai saatim sanıyorum 7-45 lere kadar çekilecek. Çok erken saatlerde işler var çünkü teknisyenler yetişemeyince telefonlar susmaz.İtinayla ikna çalışmalarına başlarım. Bir de maşallahım var, uykunun en derin yerinde müşterim arasa kalkıp sanki zaten oturuyor da telefon bekliyormuşcasına ilgileniyor,ikna ediyorum. Tamam iş aşkı falan ama bu durum pek de normal değil aslında. İnsan bir uyku mahmuru falan olur değil mi?
güne bu kadar hızlı başlamak bilmem ki  iyi mi 
İyi geceler olsuun...

14 Nisan 2016 Perşembe

Gıda Zehirlenmesi

Pazar günü kız kardeşimin doğum günüydü. Günlerce hazurlık yaptım. Ofisine sürpriz hediyesini gönderdim.Notlarla mutlu etmeye çalıştım. Sıradan bir pastayı onun çok eveceği hale getirmek için farklı yerlerden değişik süslemeler alıp renklendirdim. Kurstan geldiğinde ışıl ışıl yanan pastası karşıladı onu. Pek mutlu oldu.
.Ohh be dedim,değdi işte.Çok yoruldum,çok kafa yordum ama değdi.
Yedik içtik güzelce.Pastamızı daha geç vakit yemeyi düşündük her nedense.
20:00 sıralarıydı.Çok severim aslında çikolatalı pastayı. Yarım dilim ver bana,çok ince olsun dedim.
O yarım dilim pastadan sonra ben benden geçtim.
Yarım saat sonra aşırı karın ağrısı,çok fazla bağırsak bozulması. Üşüme,titreme...
O gece çok ama çok zor geçti. Hem daha önce gıda zehşrlenmesi yaşadığım için biliyordum hem de hastaneye gidebilecek durumda değildim. Evde kendi kendime atlatmak istedim. Günde 3 litre su içip aynı zamanda vücudun kaybettiği mineralleri geri kazanmak için çok uğraştım. Bembeyaz bir benizle 2 gün geçirdim. İyi beslendim,çinko,potasyum,protein ve diğer vitamin değerlerini almaya çalıştım vücuduma.Yaşadığım halsizliği anlatabilmenin yolu yok. Sağ elimi sol kolumun üstüne getirmeye üşendiğim vakitlerdi. Ki ben hareketli bir insanım. Üşenmek,halsiz kalmak,yatıp dinlenmek bana göre bir durum kesinlikle değil. Bu yaşadığım durum beni fazlasıyla yordu.
Biraz kendime geldiğimde firmayı şikayet ederken buldum kendimi.
Bu pastadan bir bebek de yiyebilirdi ve  ölümle sonuçlanabilirdi. Benim bilinçli olduğumu fark edince sus pus oldu gıda mühendisi. Agresifleşmeden ama hiç de alttan almadan yaptığımız konuşmada kaç kez özür dilendi saymak mümkün değildi.Ama iş işten geçmiş idi.Kabulü yersiz bir özürdü.
Bir dilim pasta alıp test etmek istediklerini belirttiler. Siz bilirsiniz ben sonuçtan eminim,kendiniz de öğrenmek isterseniz gelin alın kalan pastayı dedim. Öyle de oldu ama sonucu henüz paylaşmadılar. 2 gün oldu.
Kaç günde yapılıyor ki böyle testler,var mı bileniniz?
Sonuç olarak şuan iyiyim. Toparladım gayet enerjik bir halde devam ediyorum. Ama bu halde çalışmaya devam etmek,yattığım yerden üzerimde battanineyle insanlarla konuşmak ve hastaneye gidememiş olmak oldukça zor bir durumdu. Psikolojim de etkilendi doğrusu. Kolay kolay dışarda bir şeyler yiyemeyeceğimi sanıyorum. Bu konuda bilincimi nasıl temizleyeceğim bilmiyorum.
Velhasılı kelam geçti gitti. Çok iyiyim şimdi. Arada karın ağrısı geliyor olsa da hafif...Bir risk kaldığını düşünmüyorum ama kendime iyi bakmaya devam ediyorum.
bu yazı içime sinmedi.Çok daha detaylı ve iyi olmasını tercih ederdim ama kafamı ancak bu kadar toparlayabildim.Affedin...
Sağlıkla...

12 Nisan 2016 Salı

Öyle İşte


Bir toparlanayım da anlatacaklarım var...

10 Nisan 2016 Pazar

Yarım Elma Gönül Alma



Günler önce  haftanın bloğu seçildiğimde havalara uçmuştum sevinçten. Özellikle de orada kullanılan cümleler,mutluluğumu ifadesiz kılmıştı.

Ardından Metebilgenin sayfasındaki yazının altına bir yorum gelmişti de ben de bir aşağıda yazdığım yazıyı kaleme almıştım. "şiştim" demişti bi okuyucu. Sayfamı incelemiş sonrasında da bu yorumda bulunmuştu. Anlayamamış,anladığım kadarıyla da bozulmuştum doğrusu. Ben nasıl şişiririm ki bir insanı. Nasıl huzursuzluk veren yazılar yazarım.Nasıl sayfama giren biri kendi hanesine dönerken böyle hisseder kendini diye yemiştim kendimi.
bunu da bir alttaki yazıda alenen yazmıştım.
Şimdi yine yoruma değil de buradan yazmak istedim. Handan ablanın sayfasındaki yorumları gördüm,okudum. Bana yaptığın yorumları da gördüm,okudum.Çok mutlu oldum.
İşte ileitşim kurmak böyle bir şey. Gönül almak, kendini,demek istediğini ifade etmek için çabalamak...
Çok ama çok teşekkür ederim bu çaban için. Seni bir anlaşmazlıkla tanıdım ama şu yorumlar var ya öyle kıymetli ki anlatamam sana. Çok insan gördüm,bildim,tanıdım. Kimin ne için mücadele verdiğini,insan kaybetmenin değil kazanmanın önemine inananların azlığını gördüm bildim.Söyleyeceğini söyleyip kenara çekilen,ben biliyorum ya kendimi nasıl anlarsa anlasın o onun derdi,diyen öyle çok insan varken senin bu kendini anlatman... 
Kırılmamıştım sana. Tanımıyordum ki zaten.İnsan tanımadığı birine kırılmaz benim bildiğim. Ama gerçekten tamir etmek istemiştim bu anlaşmazlığı. Neden böyle hissettiğini sorgulamıştım kendi kendime. Ve esas duygum üzülmek olmuştu.Bir insanı nasıl şişiririm ben diye. İşte kavramlar öylesi farklı algılanabiliyor ki, bunun en büyük örneği olduk biz.
Sen ne söyledin ben ne anladım...
Kendini anlatmak içn yazdın da yazdın. 
Şimdi ben de buradan tüm okuduklarıma cevap vermek istedim.
Kardeşimin doğum gününü kutluyorduk maillerini gördüm.Bilgisayarı açtım ve buradan uzun uzun yazmak istedim.
Sana kırılmadım sadece üzülmüştüm beni yanlış algıladığın için.
Öyle güzel anlattın ki kendini,geri durmak ne demek koşup sarılmak istedim tam manasıyla.Ki ben öyle sarılmayı seven biri de değilim. 
Öyle özenli okumuş analiz etmişsin ki beni,patronumu şikayet edişlerimi,eskilerden bir doğum günü kutlamasını, ve hattta şuan benim bile hatırlayamadığım bir otobüs konusunu dile getirmişsin. Bunu düşündüm de bulamadım ben bile,neye kızmış neyi dile getirmişim acaba günün birinde.
Böylesi dikkatin için,böylesi özenin için,bir insan kırmak değil de kazanmak üzerine kurulu çok sayıda cümlen için çok teşekkür ederim.
Sanırım yaş olarak benden büyüksün,dolayısı ile hayat tecrüben ve insanlara bakış açındaki genişlik,anlama ve kendini anlatmandaki hayran kaldığım tavrın...Seni hiç tanımadım,iki gün önce varlığından bir yanlış anladığım cümle ile haberdar oldum. Lakin çok teşekkür ederim...
Tüm kalbimle,gerçekten, çok teşekkürler.
Bir insanı bu kadar kısa sürede bu kadar kalbinin derinliklerine kadar tanıyabildiğime çok sevindim.
Çok incesin...Eğer alttaki yazımda kırıcı bir ifade olup da seni üzdü isem özür dilerim.
sevgilerimle

7 Nisan 2016 Perşembe

Dönüşen Enerji

Şuan nasıl bir ruh halindeyim ifade edemiyorum. Halsiz bir şekilde koltuğa gömülmüş bir yandan da arkadaşlarımın doğum günü için hediye seçeneklerine göz gezdiriyordum. Malum çaptan düşmek, kendi halime takılı kalıp da insanları boş vermek bana uygun bir seçenek değil.
Ama gerçek şu ki 2 gündür hoşlanmadığım bir halsizlik içerisindeyim. Bir an önce yarın olsun,öteki güne geçelim de daha iyi olayım nolur diye dua edip duruyordum. Bloğuma bir kaç yorum geldiğini gördüm. İçlerinden biri anlayamadım bir şey yazmştı. Haftanın bloğu da neydi,beniml ene ilgisi vardı,kim seçmişti. Hemen gittim Handan Ablanın bloğuna. 11 sene önce tanıştım kendisiyle blog camiasında. Beni belki de bir çok yakınımdan daha yakınen tanır,bilir.Hiç yüz yüze gelmedik reel hayatta ama sanal da diyemem ben onunla olan tanışıklığımıza.
Hayatlarımızla ilgili epey şey biliyoruz,samimiyetimize inanıyor, birbirimizi tanıdığımızı düşünüyoruz. 
İşte bu handan sultan beni haftanın bloğu seçmiş. Seçilmiş olmak,hem de enerjimle, hayata bakış açımla... Bunun bana ne hissettirdiğini anlatmak çok güç.
Gözlerim hala dopdolu. Ben ki kaskatı bir insanım, bir sarılıp ağlayasım var şuan kendisine. 
Beni halsizliğimden sıyırıp dirilttiği için, hafızasında böylesi güzel bir yer ayırıp-tanımladığı için, günümdeki enerjimi kötüden iyiye dönüştürdüğü için çok teşekkür ederim.
Gerçekten,çok mutlu hissediyorum kendimi. Yazarken kim ne düşünür diye düşünerek yazmıyorum ben,fakat böylesi güzel düşünülmek,böylesi doğru algılanmak çok iyi hissettirdi kendimi.
Olumsuz her yoruma da saygım var elbet. Mesela bir yorumcu demiş ki,şiştim bloğunu okurken. Olabilir olabilir elbet ama ben yazarken hiç şişmedim şimdiye kadar, hep en enerjik halimle yazdım ki hayatım boyunca da enerjim nadiren düşmüştür.
Bu halde nasıl şişirebildim bir insanı sadece merak ettim. Bilirsem kendimde pozitif sandığım tarafın eksiğini daha iyi sarıp tamir edebilirim. Veyahut kendimi anlatırken daha doğru yansıtmaya çaba gösteririm. Belli ki yanlış anlaşıldığım bir yer olmuş. 
Velhasıl_ı kelam, içtenlikle yorum yapan herkese çok teşekkür ederim... Mutlu bir ömür yaşıyor olmamda, hayatımın son 11 senesinin tüm zorluk ve güçlüklerinin altından kalkabiliyor olmamda payınız bir hayli fazla.
Sevgiler...

5 Nisan 2016 Salı

Günlerden Bir gün

Uykusuzum, yorgunum,yoğunum... Bir bardak kahveden umut besleyecek kadar yenilmişim bugün hayata. Dönüşüm muhteşem olacak eyy Hayat,haberin ola.:)


25 Mart 2016 Cuma

Özlemek Hali





O halde uğraşmayayım dibine kadar hissettiğim duyguyu anlatmaya.


12 Mart 2016 Cumartesi

Zaten Varolan Yalnızlık

Bir şeyler yazayım istiyorum. Anlatacaklarım da var ama sıralayamıyorum.
Hangi birini nasıl düzgün bir dille anlatsam bilemiyorum.
Farkettim ki son zamanlarda, /uzun bir zamandır/ kimseyle dertleşmiyorum.
Herkesin zaten kendi içinde yalnız olduğuna inanan hatta bilenlerdenim. Yine de zaman zaman dertleşir, paylaşırdım kalbimdekileri. Ne oldu da hepten içimde saklar oldum bilmiyorum. Nasılsın diye sorduklarında hep iyiyim cevabını verirdim çocukluğumdan beri.Bunu bir yazıda da belirtmiştim çok önceleri.Ama bazen ben de iyi olamıyorum. Ya da çok iyi oluyorum da altında yine de anlatacak,paylaşacak sebeplerim oluyor. Kime anlatsam ki.Kimse yok gibi geliyor bazen etrafımda. Bom boş sanki dünya.
Varolanlar da beni ne yapsın,herkesin derdi başından aşkın. İyiyim diyen biriyle kim neden uğraşsın.

Hem ben demiyor muyum hayat zaten tek başına diye. Neden şimdi bunu irdeliyorum ki ?
Bilmem... 
Belki de dün gece yıllardır görüşmediğim birinin telefonunun hiç beklemediğim anda karşıma çıkıvermesindendir. Çıksa ne olacak gerçi,aramayacağım,besbelli.

Gününüz aydın olsun lütfen. Bunun için ne gerekiyorsa yapınız...

10 Mart 2016 Perşembe

Kısa Konuşmadan Uzun Mutluluk

Saat 13 civarı telefonum çaldı. Çok uzun zamandır sesini duymadığım arkadaşım/Avon bölge müdürümdü.Senin evin oradan geçiyordum aklıma geldin bir arayayım dedi. Ve kısa bir sohbetten sonra ekledi.
"Bu saatte kimi aradıysam ya uyuyordu ya hayattan bezmiş bir moddaydı. Herkes bir oldu olan azıcık enerjimi de emdiler.Sen öyle enerjiksin ki insanın güne seninle başlayası geliyor ve hatta akşamı seninle noktalamak bile dinlendirir eminim beni.
Ne zaman arasam pozitifsin,öyle ki bu hayatındaki insanlara da kötü olma şansı vermiyordur eminim. Ben en azından seninle konuşunca diriliyorum,enerjimi topluyorum.Sen nasıl başarıyorsun bu denli pozitif olmayı ? "
Öyle mutlu oldum ki duyduklarıma.
Ben hep böyleyim dedim. Özel bir sebebi yok bu halimin. Her halde enerjim sabittir benim. 
Çok keyifli olamıyor insan her zaman. Hayat zor tabi ki,binbir dert,kaygı,tasa var hayatlarımızda,benim de var hem de pek fazla. Ama bunu hayatımın içine yayıp önümü tıkamasına izin vermiyorum. Ve mümkünse hayatımdaki hiç kimsenin de gününü kötü geçirmesini istemiyorum. Birileri bir yerlerde benim enerjimden faydalanıp kendini iyi hissederse tamamdır bu iş. Benden mutlusu yok.
Olmaz mı hiç dedi,senin hayatında olan,yakından iletişim kuranlar ne şanslılar ahh keşke daha sık görebilsem seni dedi. Ara dedim...Ne zaman istersen,ben buradayım. Enerjim sana da yeter bana da.

Benim ki azalırsa senden faydalanırım ben de. O zamana kadar ikimize de yeter bu ışık.Yok dedi senin ki dünyaya yeter; gülümsedim.Gülümsediğimi görmedi.Ama biliyorum ki o benden sonra günün diğer yarısını daha iyi geçirdi.
Bu kısa konuşmadan uzun ve tarifsiz mutluluk duydum.  Zaten içimde varolan enerji başkalarının da işine yarıyormuş ya bunu bilmek...Bilmem ki nasıl ifade edilir. Koca bir tebessüm sadece kalpte yerini alan.Gerisi teferruat... Gülümseyin hayata ve yaşadığınız zorluklara. Hayatınızı iyileştirmek için yollar arayın. Hiç bir şey yapamıyorsanız başkalarına negatif enerjinizi yansıtmamak için çaba harcayın. Kimsenin enerjisini çalmaya hakkınız yok,unutmayın... 
Farkındalığı yüksek bir gece ve mutlu yarınlar dileriimm...

9 Mart 2016 Çarşamba

Gün Ayyyy Dııınnnnn

Dün çok yorulmama rağmen sabah öyle dinç uyandım ki hatta vaktimden de önce. 8.55 de kalkıp 9 da bilgisayar başında olan ben.,8.30 da uyanıp aynı dakika bilgisayarı açmaya yeltendim.Kalkayım da çalışayım bari dedim.
Sanki patronum bilse madalya verecek erken başladığım için. Pehh...
Ona kalsa 7/24 çalışır moddayız zaten. Mesai saati benim kendimi kandırmam bir nevi.
Dün akşam güya 17.30 da biten mesaimden sonra elimde 3 büyük poşet ve kol çantasıyla zar zor yürürken bindim otobüse.Neyse ki otura bildim bu sefer.Ardı ardına telefonlar geldi .Hepsine de bakacağım illaki. Sanki bir çiple kontrol ediliyorum da bakmasam ceza verecekler bana. Sorumluluk işte,kolay gelinmiyor buralara :)
Yaklaşık 5-6 kez telefonla konuşup programı yerine oturttuktan sonra 1 de mail geldi ki,cevap verip bu sabaha programa almam gerekiyordu. Eller kollar dolu,boyumca ağırlığın altında zaten ezilmişken ne zor oldu. ! İnsan isteyince her şey oluyor.

Yolculuk boyu ve sonrası... İşler işler hep işler... Benim hayatımın önemsenecek kısmında hep iş var. Hatta sonrasındaki buluşmada bile bir kısmı işti aslında. Teslim edilecek olan siparişler ve görmekten büyük mutluluk duyulan arkadaşlıklar. Yeni insanlar tanıdım ayrıca,farklı yüzler,farklı fikirler bildim.Yeni yerler gördüm.Yeni eşyalar,yeni bir yaşamın başlangıcına tanıklık ettim.
Hayırlı olması dualarıyla yeni hayatlarına eski tanıdıkları uğurladıktan sonra elim kolum boş,kitabımı okuyabilmenin rahatlığı ve oturabilmenin mutluluğuyla bindim otobüse.
Onca ağırlığa bir de kitap taşıdım ya aferin bana. Onca iş arasında kendime zaman ayırabiliyorum hala.Sevdiğim şeylere,yapmak istediklerime vs
Sorumluluklarınızı severseniz,onları yük gibi değil de hayatınızı kolaylaştırmak için araç görürseniz bence oluyor bu iş.Hayattan daha da çok zevk alıyorsunuz hatta.

Şimdi mesela,kolum öyle ağrıyor ki o poşetleri taşımaktan,ama güneş de bana bakıyor karşıdan.
Ben bir balkona çıkayım,güneşle sarılayım,kucaklaşayım. Derin derin diyafram nefesi alıp çakralarımı açayım da hayatı daha da farkında olayım.

Gün aydı mı size de ? ;)

6 Mart 2016 Pazar

Haftasonu Günlüğü



Akşam üstü uyumadan önce anlatacaklarım vardı. Uyanınca yazarım dedim ama unutuverdim işte.
Nasıl geçti haftasonum ondan bahsedeyim bari.
Dün... Deniz Yusuf'um anneannesine gelmiş.Teyzesi bizi özlediysen gel dedi anneciği. Cumartesi günü tam gün çalışıyorum aslında ama ayakkabılarımı da tamirden almam gerekiyordu,işler de tam açılmamıştı zaten. Önce Kadıköy'e gider alırım oradan da Üsküdar'a teyzeme geçer Deniz Yusuf'u severim dedim. Patronum biraz bozulsa da pek iyi oldu.12 ye kadar çalıştım sonra çıktım yola. Önce Kadıköy sonra Üsküdar.2 saatlik bir zaman geçti yolda. Çok da uykum vardı aslında ama gittim sevdim en sevdiğim kuzenimin biricik yavrusunu.
Öyle güzel,öyle tatlı ki maşallah. 3 aylıkken görmüştüm,6 aylık oluvermiş bile.Deniz gibi mavi gözleri,Yusuf gibi güzel yüzü,ah o tebessümü... Ah o sanki beni hep görüyormuş gibi yüzümden yüzünü ayırmayışı. Ahh çocuğum ben sensiz nasıl duracağım şimdi. !
Teyzemin diğer 2 torunda oradaydı. Daha önce Umut'tan bahsetmiştim size. 8 yaşında oldu bile. Kardeşi kayra bir buçuk yaşında. Onları da sevdim tabi ki,öptüm kokladım.Umut zaten tüm aile ve sülale için ayrı,özel bir çocuk bizim için. Babası lösemiyle tanıştığında,anne karnından merhaba demişti bize. Babası onun varlığına olan heyecan ve umut ile atlatmıştı o menen hastalığı. Şimdi ailemizin kıymetlisi o. Neyse konumuz Yusuf Deniz.
Daha konuşmuyor,anlatamıyor derdini,sevgisini ama öyle ilgi isteyen ve öyle harika gülümseyen bir çocuk ki. Nasıl anlatıyor ona olan sevgimizi alıp kalbine yerleştirdiğini.
Ahh çocuğum ben sensiz nasıl duracağım şimdi. !

Bugün... dün gece bir sıkıntı yaşamıştım,gece pek uyku tutmadı.Sabah 11 gibi uyandım. Bir kaç saat sonra hemen karşıdaki markete gidip birer dondurma aldım. Tam çıkacaktım ki,yarın akşam halamın doğum günü.Kasanın önünde duran Osmanlı Kolonyasından aldım,bu sene de böyle olsun,mis gibi koksun yeni yaşın dedim.
Eve geldim, biraz uyudum uyandım,yemek yaptım yedim,yedirdim o arada çayı koymuştum,şimdi çay içmekteyim.
Bu gün de bitti,sağlıkla,şükürle.Yeni hafta huzurla başlasın inşallah...

Üstte papatyalar bıraktım size,kolonyanın kokusunu alamadınız ama papatyaların kokusuyla mis gibi bir haftaya başlayın diye...

1 Mart 2016 Salı

Sessiz Mutluluk

Öyle gergindim ki, istemsizce gözlerimden yaşlar geldi. Akan yaşları durdurmaya çalışırken ağlamaya başladım.
Karşıma geçti,gözlerimin içine baktı,ne olduğunu sordu. Anlattım.
Geçecek canısı dedi. Canımın yanması geçti.
Aslında söylediği o iki kelimelik cümleden çok beni sessizce dinleyişi ve halimden anlar bakışı içimi eritti.Üzerine bir de kalbinden gelen o iki kelime eklenince ben benden geçtim,sinirimi bir kenara bırakıp şükrümü eda ettim.

İyi ki var sevdiklerim. İyi ki böyle bir kardeşe sahibim.

23 Şubat 2016 Salı

Sokak Ortasında Ağlayan Kendine Yabancı Kız

Benki akılları zorlayacak acılarda tek damla göz yaşı dökmeden savaşmışım.Annem babam üzülmesin diye ağlamak şöyle dursun,derdimi anlatmamışım.
Dün...
Sokak ortasında bağıra bağıra ağladım... Öyle ki,kim bana bakar,kim halime acır aklıma bile gelmedi.
Akşam eve dönünce o benmiydim diye sordum kendime. Evet bendim.Ta kendisiydim.
O yanımı da bildim...Sabahı da sabah ettim.
...

Gün aydın olsun hepinize.Harika bir güneş var dışarıda. Çalışmıyorsanız çıkın gezin,çalışanlar ofis camlarını aralasın,güneş enerjisi içinizi ısıtsın...