25 Şubat 2015 Çarşamba

Hande

bu yazıya nasıl ve nereden başlayacağımı bilemedim.Aslında çok yorgunum ama neyse onu geçelim, biz konumuza dönelim.

Hande...
Kız kardeşimden farksız bir bağ var aramızda. Bir kez olsun bana hitabında, abla kelimesinin önüne adımı koyduğunu duymadım. Öz ablası gibi sever,sayar değer verirdi. Ailedeki kuzenlerin aksine yaşıma en yakın olan kuzen idi. (Diğerleri bebeklik ile üniversite çağı arasındalar.)
Çok güzel şeyler paylaştık kendisiyle. Çok da sıkıntılı zamanlarımız oldu. Hep bir aradaydık. Bir kez olsun küslük,dargınlık girmedi bizim hayatımıza. Annesi o gün bana bağırdığında,Hande için hak etmediğim sözleri işittiğimde bile karşı çıkmadım teyzeme. Aksine, gidip de Hande'ye yüklenmesin diye bırak dedim döksün içini bana. Nasılsa hatalı değilim,biliyorum ya yeter bana. 
Hep çok sevdim onu,diğerlerinden ayrı sevdim. O da beni sevdiğine inandırdı hep. 
Geçtiğimiz yıl...
Kırıldım ona. Bekledim,gönlümü almasını ama almadı. Farketmedi bile kırıldığımı. Daha çok üzüldüm. Hep sessiz kaldım. Sakince bekledim. Kırıldım ama Küsmedim. Bir adım atsın bin adım gideyim diye bekledim.
İyice uzaklaştık birbirimizden. Evet o zaman zaman arayıp buluşalım teklifinde bulundu ama benim henüz bir büyük ameliyat geçirmiş olmam sebebiyle onun istediği yere , istediği tarihte gidemedim. Ne o fedakarlık etti yolundan,tavrından, huyundan;ne ben fedakarlık ettim inadımdan,kırgınlığımdan ona olan geri duruşumdan.
Ama hep çok sevdim. Hep dualarımda yer verdim. Bir süre sonra baktım ki hala yaklaşmıyor bana. Hiç bir şey olmamış gibi davranıyor, kırgınlığım yerini sükunete bıraktı. Önemsemedim uzunca süre. Kendi haline bıraktım,onu da, ona olan duygularımı da.
Bir ay kadar önce idi sanırım,belki de daha yakın vakitte.Bir akşam üstü telefon çaldı. Arayan Hande idi. En son annemin ayağı alçıya alındığında aramıştı. Bu sefer kimse hasta değildi,acaba ne olmuş olabilirdi? ...
Abla dedi,yanında kimse var mı
Hayır dedim,bilirsin telefonla konuşurken uzaklaşıyorum herkesten. Annemler içerideler.
O zaman git teyzemlerin yanına,heyecandan düşüp bayılırsan tutsunlar seni.
Nasıl yani dedim,
Teyze olmanın heyecanına dayanamazsın diye düşünüyorum dedi.
Bir çığlık attım ki, o çığlıkla içimdeki tüm negatif duygularım kalbimden çıktı,gitti sanki.
O bir anne idi şimdi. Onun karnında,kanından bir yavru beslenmekteydi. Benim küçük kız kardeşim, büyümüş anne olmaya hazırlanıyordu. İçindeki bebek henüz bir kaç haftalık imiş lakin o çoktan benimsemiş. Heyecanı sesine yansımış,mutluluğu gözünden okumaya gerek yok,kalbine mıhlanmış...
...
Her şey o haberle değişti. Ne oldu bana bilmiyorum ama birden yumuşadı içimdeki kızgınlık,kırgınlık ve daha ne var ise işte ona dair halledemediğim bir çok şey.
Sonrasında konuşamadık. Aramadım,aramadı.
Ve yine bugün...Ne olduysa oldu bana. Mesaj attım Hande'ye. Cumartesi günü Allah izin verir ise buluşacağız onun istediği, benim ise çok sevdiğim Kadıköy'de.
Aslında,onu ilk yalnız gördüğümde içimdekileri anlatacak,beni anlamasını bekleyecektim. Hiç bir şey yokmuş gibi yapamayacağımı çok kez anneme söylemiştim.
Ama şimdi sanki hiç bir şey olmamış gibi. Evet aklımdan neler geçmiyor ki...Ama hayat kısa... Ömür tükeniyor... Üzmek yerine mutlu etmeye vakit ayırmak gerekli.
Zamanı geri çeviremeyiz ki. Beni kırdığı noktayı zaten ne söylese, nasıl davransa telafi edemez ki.
Çok az insana kırılırım hayatımda. 1-2 dir en fazla. 
Artık olan oldu. O bir anne ben ise teyze olacağız inşallah. Bu bağ bizi daha yakın,daha sıcak, daha mutlu kılmaya yetmez ise,daha ne bekleriz ki hayattan. Bize verebileceği en büyük nimeti vermedi mi?

...

Umarım haftasonu güzel bir gün geçiririz.Onu şimdi düşünmeyelim. Bir başka bebek haberini verme sözü ile yazıyı noktalayalım. O bebek haberi ki,biraz farklı...inşallah yazının hakkını verebilirim.Hatta bir değil iki bebek haberi var cepte. Önceliği hangisine vereceğimi henüz bilmiyorum. İkisi de kendi içinde  ayrı birer hikaye. 

0 yorum:

Yorum Gönder